Firdevsî-i Rûmî diğer adıyla Uzun Firdevsî XV. yüzyılın sonları ile XVI. yüzyılın ilk yarısında II. Bâyezid, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim gibi üç büyük padişah döneminde yaşamış ve onların hamiliğine nail olmuştur. II. Bâyezid’in isteğiyle manzum mensur karışık olarak yazdığı Süleymân-nâme-i Kebîr ona şöhret kazandıran eseridir.
Süleymân-nâme-i Kebîr’in asıl konusu Hz. Süleyman’ın hayatı ve menkıbeleridir. Bu eseri benzerlerinden ayıran özellik ise edebî yönünden ziyade ansiklopedik bilgi, tarihî kaynak olması ve astroloji, tarih, tıp, tasavvuf, hayvanlar âlemi, din, coğrafya gibi pek çok alanla ilişki kurarak bu kaynaklardan beslenmesidir.
Süleymân-nâme-i Kebîr’in 16. cildini konu edinen bu çalışmada eserin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine Kitaplığında H. 1526 demirbaş numarasıyla kayıtlı, bilinen tek nüshası esas alınmıştır. Sade ve anlaşılır bir Türkçenin hâkim olduğu eserin, gerek içerdiği konular gerekse Türkçeye olan katkısı düşünüldüğünde Türk diline ve Türk edebiyatına katkısı yadsınmayacak seviyededir.